Hukuki ve İktisadi Yönleriyle Para Vakfı

Osmanlı’da ekonomi ve hukuk düzenine farklı bir bakış

Para vakıflarının, Osmanlı toplumundaki önemli rolüne rağmen henüz yeterince araştırıldığı söylenemez. Erol Özvar ve Murteza Bedir’in editörlüğünde VakıfBank Yayınları’ndan çıkan Hukuki ve İktisadi Yönleriyle Para Vakfı isimli kitap, bu boşluğu dolduruyor
 

Vakıf kurumu İslam medeniyetinin en önemli özgün kurumlarından biri olarak İslam'ın yayılmaya başladığı ilk yıllardan günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Osmanlı toplumu bu kurumu sürdürmekle kalmamış, geliştirmiş ve tarihte görülmemiş düzeyde yaygınlaştırmıştır. Vakıflar sayesinde Osmanlı Devleti her türlü sosyal hizmeti çok geniş bir coğrafyada farklı din, dil ve ırka mensup insanlara götürmeyi başarmıştır. Osmanlı döneminde gerek vakıfların yaygınlaşmasında gerek her türlü hizmetin vakıflar üzerinden sağlanmasında para vakıfların kuşkusuz önemli bir rolü olmuştur. Erol Özvar ve Murteza Bedir'in editörlüğünde VakıfBank Kültür Yayınları'ndan yayınlanan bu çalışma vakıf kurumunun Osmanlı ekonomik ve hukuk düzenine özgü bir türü olan para vakfı sistemini ele alan makalelerden oluşuyor. Alanında uzman akademisyenler tarafından kaleme alınan her bir makale, Osmanlı toplumunun ekonomik ve sosyal hayatında da merkezî bir rolü olan bu sistemi, para vakıflarının doğuşundan Osmanlı hukuk sistemindeki tartışmalara, bu vakıfların finansal işleyişinden, toplumsal etkilerine kadar geniş bir yelpazede tartışıyor. Para vakıflarının, Osmanlı toplumundaki önemli rolüne rağmen henüz yeterince araştırıldığı söylenemez.

Hala bu vakıflar hakkında birçok meseleye dair soru işaretleri bulunmaktadır. Her ne kadar son yıllarda para vakıfları üzerine yapılan çalışma sayısında artış olsa da birincil kaynakların yeterince kullanılmaması, az sayıda kaynaktan hareketle genellemelere gidilmesi, klişe bilgilerin tekrar edilmesi gibi sebepler bazı çalışmaların alana katkısını azaltmaktadır. Bu kitap ise on başlıkta birer meseleye dair soru işaretlerini izale ederek alana önemli katkı sunma iddiasını taşıyor. Para vakıfları Osmanlı toplumunun geliştirdiği bir kurum olması hasebiyle Osmanlı öncesi Hanefi fıkıh geleneğinde para vakfının hukuki temelleri henüz gelişmemiştir. Bu durumun tabii neticesi olarak paranın vakfedilmesi meselesi 16. yüzyıl Osmanlı toplumunda uzunca tartışılmış, Hanefi fıkıh geleneğinde oturacağı zemin üzerine çeşitli fikirler ileri sürülmüştür. Kitabın ikinci yazısı para vakfının meşruiyetinin Hanefi gelenekte izah edilmesi meselesini ele almaktadır. Para vakıflarını gayrimenkul vakıflarından ayıran temel özellik, mal varlıklarının nakit para olmasıdır. Vakfedilen paralar belli usullerle işletiliyor ve elde edilen gelir vakfın amacına sarf ediliyordu. Yaygın olarak kullanılan iki usul muamele-i şer'iye ve bey' bi'listiğlal idi. Muamele-i şer'iye Osmanlı öncesi Hanefi fıkıh geleneğinde kabul görmüş bey'u'l-îneye dayanırken bey' bi'l-istiğlal yine daha önce kabul görmüş bey' bi'l-vefaya dayanmaktaydı. Kitapta peş peşe yer alan dört ayrı yazıda bu uygulamaların her biri birincil kaynaklara dayalı olarak ele alınmaktadır. Bu yazıların akabinde paraların işletilmesinin pratikte ne şekilde gerçekleştiğini kadı sicillerinden hareketle ortaya koyan bir yazı yer almaktadır. Kitabın yedinci yazısında ise Üsküdar kadı sicillerinde muhasebe kayıtları yer alan vakıfların nakit sermayelerindeki değişim ele alınmaktadır.

*Bu yazı ilk olarak Sabah'ta yayımlanmıştır.

E-Posta Adresiniz

Yeni çıkan kitaplar, kampanyalar ve tüm yeniliklerden haberdar edelim.

Üyelik Sözleşmesi, Aydınlatma Metni’ni ve Gizlilik ve Çerez Politikası’nı okudum, anladım ve onaylıyorum.

Lütfen Üyelik Sözleşmesi, Aydınlatma Metni ve Gizlilik ve Çerez Politikası metinlerini onaylayınız!