Ahmet Midhat Efendi

Kedi miyavlamasını Hicaz duyan adam

“Ahmet Midhat Efendi ve Musiki” adlı eser, hayatı boyunca yaklaşık 300 eser veren Ahmet Midhat’ın pek bilinmeyen musiki yönünü anlatıyor. Kitabın yazarı Prof. Dr. Fazlı Arslan, Ahmet Midhat’ın çoğu Tercüman-ı Hakikat’te yayınlanan musiki yazılarını günümüz Türkçesiyle okuyucuya aktarıyor. İşte kedi miyavlamasını Hicaz duyan adam
 

Osmanlı'nın Batılı değerlerle karşılaştığı Tanzimat döneminde, musikide de alevli bir tartışma vardı: Alaturka mı? Alafranga mı? 1844'te İstanbul'un şirin semti Tophane'de doğan ve 1912'ye dek Tanzimat etkisinde yaşayan Ahmet Midhat, dönemin sıkı entelektüellerinden biriydi. Yazılarıyla musiki çevresinin nabzını tutan bir kalemdi ve alaturkacıydı. Sosyolog Cemil Meriç'in "Tek kişilik akademi" dediği gazeteci yazar, toplumun tüm değerlerini iyi biliyordu. Doğu ve Batı kültürlerini analiz edebilen kırkambar bir şahsiyetti. Farklı perspektiflerde nice esere imza atmış, yazar Cenap Şehabettin'in tabiriyle "Kalem şampiyonu" olmuştu.

VAPUR HÜZZAM KEDİ HİCAZ

Şair Fitnat Hanım'la evlendikten sonra Beykoz'da içinde "Sırmakeş" içme suyunun da kaynadığı bir arazi satın aldı, kıyısında da bir yalı sahibi oldu. İşte o yalı, musikiye düşkün Ahmet Midhat'ın özel "Dar-üt Talim-i Musıki"siydi. Oğlu Kamil Yazgıç'a göre; Ahmed Midhat yalıya Kemani Leon Efendi'yi daimi musiki hocası olarak getirtti. Yalıda org, piyano, saksafon, ud gibi her çeşit musiki aletinden zengin bir koleksiyon vardı. Bu sayede ailede herkes iyi kötü bir musiki terbiyesi alabildi. Ahmet Midhat herhangi bir saz çalmazdı ama Türk musikisinin bütün makamlarını bilirdi. Çok hassas bir kulağı vardı. Bir vapur düdüğü duysa gülerek "Hüzzamdan ötüyor" bir kedi miyavlasa "Hicazdan miyavladı" derdi. Tüm besteleri bilir, klasik şarkıları sever, davudi sesiyle de okurdu. 45'inde nota öğrendi. Hatta ilk seviyede birkaç parça da besteledi ama o besteler hiç gün yüzüne çıkmadı.

MUSİKİDE BATILILAŞMA ETKİSİ

VakıfBank Kültür Yayınları'ndan basılan "Ahmet Midhat Efendi ve Musiki" adlı eser, hayatı boyunca yaklaşık 300 eser veren Ahmet Midhat'ın pek bilinmeyen musiki yönünü anlatıyor. Kitabın yazarı Prof. Dr. Fazlı Arslan, Ahmet Midhat'ın çoğu Tercüman-ı Hakikat'te yayınlanan musiki yazılarını günümüz Türkçesiyle okuyucuya aktarıyor. Arslan "Batılılaşmanın en yoğun yaşandığı, tüm aydınların, din, ilim ve sanat alanlarında fikirlerini ortaya koyduğu bu dönem, musiki tarihimiz açısından da çok önemlidir. Bu çalışmayla Batılılaşmanın sanat ve musikiye nasıl tesir ettiğini, bu hususta aydınların nasıl bir çaba içine girdiklerini de görmüş olacağız" diyor.

ANALARIMIZIN NİNNİLERİ

Peki Ahmed Midhat neden alaturka musikiden yanaydı? Oğlu Yazgıç'ın kitapta yer verilen sözleri şöyle; Bir gün ondan alaturkayı mı yoksa alafrangayı mı daha fazla sevdiğini öğrenmek istemiştim. Bana verdiği cevap şuydu: Musiki, bir zevk daha doğrusu bir ruh meselesidir. Bu zevkin ilk tohumları bizim ruhlarımızda daha beşikte bulunduğumuz günlerde serpilir. Mesela biz ilk musiki zevkini analarımızın bize söylediği ninnilerin ahenginden tadarız. Bunun içindir ki daha o zamandan ruhlarımıza tohumu serpilen ve sonra bize hakim olan bir zevki değiştirmeye imkan var mı? Buna imkan olmadığı içindir ki ben alaturka musikiyi severim.

Bu yazı ilk olarak  Sabah Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

E-Posta Adresiniz

Yeni çıkan kitaplar, kampanyalar ve tüm yeniliklerden haberdar edelim.

Üyelik Sözleşmesi, Aydınlatma Metni’ni ve Gizlilik ve Çerez Politikası’nı okudum, anladım ve onaylıyorum.

Lütfen Üyelik Sözleşmesi, Aydınlatma Metni ve Gizlilik ve Çerez Politikası metinlerini onaylayınız!