Bir Türk Kızının Amerika Yolculuğu

Bir Genç Kızın Gözünden Amerika

Gezi, hatırat ve günlük türü hep ilgimi çekti. Özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki gezi kitaplarını başka bir gözle yeniden değerlendirmemiz gerektiğine inanıyorum.
 

Gezi, hatırat ve günlük türü hep ilgimi çekti. Özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki gezi kitaplarını başka bir gözle yeniden değerlendirmemiz gerektiğine inanıyorum.

Yeni kurulan devlet, her şeyini yeniden dizayn etmiş ve Batı’yı örnek almıştı. Kullandığı alfabeden giyim kuşamına kadar her şeyiyle ve tüm gayretiyle Batılı olmaya çalışan ama Batı’yı da çok tanımayan bir devletin Batı ölçeğinde bir sistem tesis etmesi elbette zordu. Batı’ya açılan tek pencere de matbuattı o vakitler. Gezi kitapları ve gazetelerdeki haberlerden Batı hakkında fikir sahibi olunabiliyordu. Doğrusu Batı’yı bilmeden Batılı olmaya çalışmanın garabetini kısa sürede atlattık. Çabuk ama sancılı geçti bu süreç.

Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi’den Ebubekir Ratib Efendi’ye kadar birçok sefir, Hâşim’den Peyami’ye kadar birçok edebiyatçının yazdığı sefaretnameler ve gezi kitapları Batı hakkında kamuoyuna tadımlık kabilinden bilgiler verdi. Özellikle Batılı olma kaygısını yaşadığımız erken Cumhuriyet yıllarında bu kitaplar çok önemliydi. Batılıların vaktiyle oryantalist bir merakla yazdığı kitapların benzerleri, bu sefer oksidental etkiyle bizde yayımlanmaya başladı. Batı bizi merak etmiş, öğrenmişti. Sıra bizdeydi. Bunun için de yeterli olmamakla birçok gezi kitabının Cumhuriyet döneminde yazıldığını görüyoruz. Bu kitaplardan biri olan ve ilk baskısı 1935’te yapılan ‘Bir Türk Kızının Amerika Yolculuğu’ Vakıfbank Kültür Yayınları tarafından yeniden basıldı. Kitabı Ahmet Duran Arslan yayıma hazırlamış.

Lütfiye Duran, sanki Batılı olmanın sırlarını keşfetmeye çıkmış biri gibi geziyor. Amerika’yı Amerika yapan sebeplerin peşindeymişcesine dikkatli nazarlarla gördüklerini anlatıyor. Amerika’daki konferansları anlattığı bölümü, kütüphanelere olan ilgiyi, zengin ailelerin bilimin gelişmesi için yaptığı bağışları, daha 1935 senesinde Amerika’da olan, bizim ise haberdar bile olmadığımız birçok şeyi ibretle okudum. Cumhuriyet Türkiye’sinin ülkeye neler kattığını, bunun yanında elan ne kadar da geri kaldığımızı daha iyi anladım. Mutlak bir hayranlıkla anlatmıyor Amerika’yı bu genç kadın. Amerika’da gördüğü tuhaflıkları, ona garip gelen durumları tenkit süzgecinden geçirerek vermesini de biliyor. Tabiri caizse dönemin Amerika’sını bir seyyah gözüyle teşrih masasına yatırıyor. Bir edebi endişe gütmüyor intibalarını yazarken. Olanı olduğu gibi, tüm çıplaklığıyla dile getiriyor. Mesela Şikago sergisini gezdiği dikkatleri çok çarpıcı. Bir tarafta Amerika’daki gökdelenleri anlattığı bölümler, öbür taraftan Amerikalıların daha o dönemlerde yaşadığı kaotik ve hızlı hayatı çok çarpıcı bir şekilde dile getiriyor. New York’ta gördüğü nizamı, daha o devirde Amerika’da yürütülen sosyal devlet anlayışını, Harlem’de gördüğü zencileri, beş kişiden birine düşen araba çılgınlığını detaylarıyla veriyor. Pazar yerlerinden tiyatrolara, borsadan mezbahalara kadar birçok ayrıntıya dikkat ediyor. İnsanların nasıl giyindiği, nasıl beslendiği, davranış şekilleri gibi ayrıntıları da gözden kaçırmıyor.

Bu tür kitaplar, vaktiyle olduğumuz yeri tayin etmek, bizdeki eksikleri belirlemek için vazgeçilmez kaynaklar bence. Böyle seyahatnamelerin bir sosyolog gözüyle okunması gerektiğine de inanıyorum. Biz neredeydik, nereye geldik; anlatılan yer neredeydi şimdi ne durumda, aradaki mesafe ne kadar ve niçin açıldı gibi sorulara içtenlikli cevap vermek için bulunmaz kaynaklar bu tür kitaplar.

İKTİSADİ SİSTEMİ DE ANLATIYOR

‘Bir Türk Kızının Amerika Yolculuğu’, ünlü coğrafyacımız Faik Sabri’nin, kızı Lütfiye Duran’ın gönderdiği mektupları değerlendirerek kaleme aldığı bir eser. Kitabın öznesi Lütfiye Duran. Dr. Cosette Faust Newton adlı birçok disiplinde söz sahibi olan bir kadının refakatinde Amerika’ya yapılan bir yolculuğun bütün bir serencamı bu kitapta anlatılıyor. Gemiyle çıktığı yolculukta Amerika’ya varana kadar durakladıkları liman şehirlerini de anlatmış. Lütfiye Hanım, gidip gördüğü yerlerdeki farklılıkları ve özellikle de asrîleşmenin sebeplerini büyük bir dikkatle incelemiş ve yazmış. Amerika’nın iktisadi sistemini anlattığı satırlar o dönemde bir genç kızın dikkatini çekmesi ve bunları derinlemesine anlatması çok ilginç geldi bana.

 

*Bu yazı ilk olarak Karar'da yayımlanmıştır.

E-Posta Adresiniz

Yeni çıkan kitaplar, kampanyalar ve tüm yeniliklerden haberdar edelim.

Üyelik Sözleşmesi, Aydınlatma Metni’ni ve Gizlilik ve Çerez Politikası’nı okudum, anladım ve onaylıyorum.

Lütfen Üyelik Sözleşmesi, Aydınlatma Metni ve Gizlilik ve Çerez Politikası metinlerini onaylayınız!