Sounder Sahibini Bekleyen Av Köpeği

Sounder adında bir köpek

William H. Armstrong imzalı ‘Sounder/Sahibini Bekleyen Av Köpeği’, çarpıcı şekilde Steinbeck’in romanlarına da yansıyan 1930’lar Amerika’sında yaşayan siyahların zorlu hayat koşullarına dayanır. Şartlar ne kadar zorlayıcı olsa da insanlar arasındaki sevgi ve dayanışma duygusu o denli güçlüdür.
 

Çocuktan söz eder hikâye. Hikâyeyi anlatan birisi vardır. Tıpkı başlangıçta söz, hikâye vardır dercesine devreye girer. ‘Nasıralı Marangoz sadeliğinde’ bir adamdır bu anlatıcı. Okuduğumuz hikâyenin anlatıcısına, yine bir gün önce ‘Odysseus’un sadık köpeği Argos’un, sonra da başkahramanımız Sounder’in hikâyesini’ anlatmıştır. Bir av köpeğidir Sounder. ‘Ezop’tan, Eski Ahit’ten veya Homeros’tan gelmez kaynağı. Kitabın yazarı William H. Armstrong, ‘tarihten geldiğini’ söyler onun. Böylece daha gerçekçi bir düzleme oturtmak ister. Fakat hangi insanın hikâyesi geçmiş insandan ve hangi köpeğin hikâyesi dine, kültüre, efsaneye, destana yansıyan köpekten kopuk olsun ki? Kıtmir az şey mi söyler mesela tarih ile din arasında durduğunda.

Doğu Rüzgar Özer’in duru tercümesi ile buluştuğumuz ‘Sounder/Sahibini Bekleyen Av Köpeği’, çarpıcı şekilde Steinbeck’in romanlarına da yansıyan 1930’lar Amerika’sında yaşayan siyahların zorlu hayat koşullarına dayanır. Şartlar ne kadar zorlayıcı olsa da insanlar arasındaki sevgi ve dayanışma duygusu o denli güçlüdür. Sanki kitap bilinçli şekilde insana umut aşılamak için yazılmış gibidir. En çetin yoklukta bile kelimeler ve hikâye anlatmak ayakta tutar onları. Tıpkı Vittorini’nin ölümsüz eseri ‘Fil’ gibi, ‘Sounder’ da yokluğa çarpan insanın yoksullukla çalkalanan direncine bağlanır.

Çocuktan söz eder hikâye. Çocuğun kardeşlerinden söz eder. Rüzgârdan da söz eder. Çocuğun annesine ‘yalnızlığını hissettiren’ rüzgârdan bahseder. Anne ‘geceleri, en uzak sınırın lamba ışığının bittiği yerde, yani kulübenin duvarlarının ardında kalan dünyayla bu duvarlar arasındaki sıkışıklığı hisseder’ durmadan. Rüzgâr canlı bir varlıktır burada. Anne belki kendi ıssızlığını ve belki asıl çocukların korkularını gidermek için hikâyeler anlatır. Çocuğun hoşuna gider bu. Çünkü ‘bu hikâyeler, geceleri çocuğun yalnızlığını alıp götürür’. Baba da yerini alır hikâyede. Bütün aile fertleri olumlu tiplerdir ama hiçbirinin adı yoktur. İsmi olan sadece Sounder’dır.

İsmi yanında sesi vardır Sounder’ın. ‘Georgia cinsi kızılkafa av köpeği ile buldok kırmasıdır’ Sounder. ‘Sesine paha biçilmez.’ Havlayışı bile sarıp sarmalayıcıdır. ‘Geceyi kucaklayıp bütünüyle kaplar, bir çalgının tellerini titretircesine etraftaki bütün ağaçların dallarına değerek adeta müziğe dönüşür.’ Kitap için çizilmiş resimler vasıtasıyla biraz daha yakından tanırız kahramanları. Üç çocuk ve aile köpeğin de varlığıyla iyice kaynaşırlar.

Armstrong hikâyeyi ev içine hapsetmez. Her ne kadar bütün iyi ve güzel olan orada ‘yuvalansa’ da, çevreyi, ‘kumaş parçalarından dikilmiş bir yorganın üzerindeki gibi şeritler halinde uzanan’ yolları gösterir. ‘Ekili araziler, nadasa bırakılmış tarlalar ve çalılıkların hepsi sıra sıra ağaçlardan oluşan dikişlerle birbirine eklenmiştir.’ Çocuk, ‘yol’dan ayrılmaması şartıyla istediği kadar uzağa gidebilir. Bir yandan insanın bu şartlardan ebediyen kurtulma ve yola çıkma istencini anlatır kitap. Tıpkı sosyal ve ekonomik şartlar gibi ev dışındaki insan davranışları da çok serttir. Babanın şerif ve adamları tarafından evden götürülürken yaşanan karmaşa çok iyi anlatır bu durumu. Çocukla köpek bir gelecek arayışı içinde dönüp dururlar. Dönemin isimlerini silerek yok ettiği insanlar, Sounder’da birleşirler.

SOUNDER

William H. Armstrong
Çeviren: Doğu Rüzgar Özer
VakıfBank Kültür Yayınları, 2021
105 sayfa, 28 TL.

 

*Bu yazı ilk olarak Hürriyet'te yayımlanmıştır.

E-Posta Adresiniz

Yeni çıkan kitaplar, kampanyalar ve tüm yeniliklerden haberdar edelim.

Üyelik Sözleşmesi, Aydınlatma Metni’ni ve Gizlilik ve Çerez Politikası’nı okudum, anladım ve onaylıyorum.

Lütfen Üyelik Sözleşmesi, Aydınlatma Metni ve Gizlilik ve Çerez Politikası metinlerini onaylayınız!