Yüz Yıl Savaşları: Bir Halk Tarihi

Modern Avrupa'nın Siyasal ve Toplumsal Temelleri

Türkçeye 'Yüz yıl Savaşları: Bir Halk Tarihi' başlığıyla Mete Tunçay'ın çevirdiği kitabında David Green, İngiltere ve Fransa halklarını yeniden tanımlayan mücadelede yer alan gruplar ve bireylerin savaşlara etkisini ortaya koyuyor.
 

Modern zamanlarda Fransızların tarihi düşmanı olarak Almanlar bilinir. Özellikle Fransız Devrimi sonrası Napolyon'un Prusya üzerine seferleri ve İkinci Dünya Savaşı'nda Fransa'yı işgal eden Nazi Almanyası bu görüşün temel mesnet noktaları arasında sayılır. Fransızların İkinci Dünya Savaşı'nda büyük yararlıklar göstermiş ve 1958'de kurulan Beşinci Fransa Cumhuriyeti'nin ilk başkanlığını üstlenmiş ünlü asker ve siyasetçisi Charles De Gaulle ise 1962'de "Bizim en büyük kalıtsal düşmanımız Almanya değil, İngiltere idi. Yüz Yıl Savaşları'ndan Fashoda'ya kadar, bizimle mücadele etmeden geçmeyen bir an yok gibidir...bizim iyiliğimizi istemeye doğal olarak eğilimi yoktur" diyerek modern zamanlar öncesi bu tarihi düşmanlığı hatırlatır.

Ortaçağ'ın sonlarına yakın bir dönemde, 1337'de başladığı ve ancak 116 yıl sonra Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethettiği yıl olan 1453'ün güzünde sona erdiği kabul edilen bir dizi İngiliz-Fransız Savaşları'na ondokuzuncu yüzyıl tarihçiliğinin taktığı bir genel addır Yüz Yıl Savaşı. Bu savaşın ne zaman ve nerede başladığı kadar ne zaman ve nerede sona erdiği de kolay kolay kestirilmez aslında. Savaşı oluşturan "muharebeler soyağacı"nın kökleri çok sayıdadır; bu köklerin bazıları Fransa'da Gaskonya, Normandiya ve Fransa'nın başka yörelerinde olduğu kadar İngiltere ve İskoçya'da da takip edilebilir. Bu savaşın bir kez ivmelenmesiyle İberya yarımadasında, Papalıkta, Hollanda'da ve Galler'deki bunalım ve savaşlardan enerji devşirdiği de görülür. Savaşın başladığı tarihin belirsizliği katmerlidir üstelik. Bazen 1066'daki Hastings muharebesine, yani İngiltere ile Normandiya düklüğünün birleşmesine; bazen de Aquitaneineli Eleanor'un kısa bir süre sonra İngiltere Kralı olacak II. Henry ile evlenip Angevin İmparatorluğu adıyla bilinen devletin kurulduğu 1152 tarihi bu muharebeler soyağacının başlangıcı olarak seçilir. Başlangıcı öncesinde ve bitişi sonrasında da İngiltere ile Fransa arasında birçok muharebenin yaşandığı bu savaşın öyküsel bir anlatımı sunmayan David Green, Türkçeye 'Yüz yıl Savaşları Bir Halk Tarihi' başlığıyla Mete Tunçay'ın çevirdiği kitabında çatışmaların İngiltere ve Fransa halklarını yeniden tanımlayan bir mücadelede yer alan gruplar ve bireylerin etkisini ortaya koymaya çalışıyor. Savaşın insan kayıplarını kurumsal bir değişim bağlamında göstermeye uğraşan Green Fransa ile İngiltere'yi yeni bir gelişim aşamasına, yeni bir çağa sokacak bir mücadele bağlamında resmediyor Yüz Yıl Savaşları'nı.

'Bir taht kalmadı'

İngiltere ile Fransa'nın 1904'teki Entende Cordiale'ye kadar bütün Avrupa savaşlarında birbirlerinin gırtlağına sarıldığını söyleyen Green bununla birlikte Yüz Yıl Savaşları'nı takip eden muharebelerin Napolyon çağına kadar farklı ve yoğunluklarının da öncekilerden düşük olduğunu belirtiyor. İngiliz monarkların 1801'e kadar Fransa'nın meşru hükümdarı olduklarını iddia edebileceklerini ifade eden Green 1789'daki Fransız Devrimi sonrası Fransa tahtının 1801'deki ilgasına dikkat çekerek "artık üstünde hak iddia edebilecekleri bir taht da kalmamıştı" ifadesini kullanıyor.

Yüz Yıl Savaşları: Bir Halk Tarihi David Green çev. Mete Tunçay VakıfBank, 2021

Dervişmeşrep bir filozoftan psikoloji ilmi

"İlim ve faziletiyle şöhret bulmuş, sağlam inançlı ve derviş meşrep bir filozof addedilen Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi'nin doğumundan on dört, on beş yıl sonra kurulduğu iddia edilebilecek modern psikoloji hakkında 46 yaşında yazdığı ve Darülfunun'da ders kitabı olarak okuttuğu kitapta müellif bugünkü modern psikolojiye son derece yakın görüşler serdediyor. Prof. Dr. Ali Utku'nun editörlüğünde yayımlanan Osmanlı Felsefe Çalışmaları dizisinin 77. cildi olan kitap hem günümüzden geçmişe bir bakışı hem de bugüne ilişkin bir köprü olarak "insan ruhunun halleri, değişimleri ve olayları"ndan bahseden psikolojinin araştırma ve deney üzerine kurulu bir disiplin olarak ortaya çıkışına tanıklık ediyor.

İlm-i Ahvâli'r-Rûh, Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi, yay. haz. Z. Uludağ- İ. Davut Çam, Çizgi Kitabevi, 2022

Akademiden dışlanan sosyal psikolog

Dünyada sosyal psikoloji literatürünün temel referans kitaplarından birini yazan Muzaffer Şerif Türkiye'de akademiden dışlanmıştı. Taner Özbenli'nin yazdığı kitapta onun Türkiye'de 1942-1943'te tamamlayabildiği son dersin notları ilk kez gün yüzüne çıkıyor. Şerif'in, disiplinlerarasılık yaklaşımının erken öncülerinden biri olduğunu gösteren kitap. sosyal psikolojiyi hem felsefe, sosyoloji ve antropolojiyle, hem psikofizik ve otokinetik deneylerle etkileşim içinde düşünen bir yaklaşım sunuyor. Taner Özbenli'nin burada bir sosyal nörolojinin de imkânlarını gördüğünü belirtelim. Muzaffer Şerif'in fikri portresini çizen Özbenli onun ABD'ye gitmeden önce Türkiye'de bulunduğu dönemde, sadece bilim çevrelerinde değil, edebiyatçılar arasında da tanınan biri olduğunu belirtiyor.

Muzaffer Şerif ve Sosyal Psikolojinin Nörolojik Temelleri, Taner Özbenli, İletişim, 2022

@uzakkoku

*Bu yazı ilk olarak Star'da yayımlanmıştır.

E-Posta Adresiniz

Yeni çıkan kitaplar, kampanyalar ve tüm yeniliklerden haberdar edelim.

Üyelik Sözleşmesi, Aydınlatma Metni’ni ve Gizlilik ve Çerez Politikası’nı okudum, anladım ve onaylıyorum.

Lütfen Üyelik Sözleşmesi, Aydınlatma Metni ve Gizlilik ve Çerez Politikası metinlerini onaylayınız!