Page 14 - VakıfBank Kültür Yayınları - Kitap Özetleri
P. 14
Sevgili Oğlum Nazif…
Rıza Tevfik’ten Oğluna Mektuplar
EDEBİYAT
Eser Adı: Sevgili Oğlum Nazif…
Rıza Tevfik’ten Oğluna Mektuplar
Çevirmen/Hazırlayan: Abdullah Uçman
Dizi Adı: Edebiyat
İlk Basım Tarihi: Eylül 2025
Sayfa Sayısı: 472
Kitap Boyutları: 15,5 cm x 24 cm
Arka Kapak Yazısı
Elinizdeki kitapta Rıza Tevfik’in, küçük oğlu Nazif
Bölükbaşı’ya (1908-1986) 1920 yılından başlayarak 1943
yılına kadar Cünye (Lübnan), Amman, Kudüs, Lefkoşa,
Oxford ve Londra’dan gönderdiği değişik uzunlukta 137
mektup yer almaktadır. Mektupların sayı itibarıyla büyük bir
kısmı, 1933 yılında yüksek tahsil yapmak üzere İstanbul’a
giden Nazif Bölükbaşı’ya, Rıza Tevfik’in Ürdün Krallığı’ndan
emekli olduktan sonra yerleştiği Lübnan’ın sahil kasabası
Cünye’den gönderilmiştir. Mektuplardan, Türkiye’nin
ve Türk milletinin bir nevi idam fermanı sayılan Sevr
Antlaşması’na imza atması yüzünden 150’likler arasında
yer alan birinin oğlu olması dolayısıyla, İstanbul’da
çaldığı hemen her kapının Nazif’in yüzüne kapandığı
anlaşılmaktadır. Mektuplarda, yıllarca süren bu sıkıntılı ve
tatsız sürecin bütün ayrıntılarıyla hikâyesi yer almaktadır.
20 Suriye lirası emekli maaşıyla karısıyla birlikte Cünye’de
Kısa Özet kıt kanaat yaşamaya çalışan Rıza Tevfik mektuplarında,
hiçbir zaman hâlinden şikâyet etmese de öz vatanından,
Ünlü düşünür ve şair Rıza Tevfik’in oğluna yazdığı samimi çoluk çocuğundan, eşinden dostundan uzakta, gurbet
ve içten mektuplardan oluşan bu eseri, hem bir babanın diyarında, yine de yalnızlık çekmekte; birkaç ahbabı
evlada olan derin sevgisini hem de dönemin sosyal, dışında, çevresinde konuşacak, dertleşecek kimse
kültürel ve felsefi atmosferini yansıtır. Rıza Tevfik, bulunmamaktadır. Kitapta yer alan mektuplarda Rıza
mektuplarında hayatın anlamı, insanın kendini keşfi, Tevfik’in Türkiye’deki bir kısım yeni müesseselerle
ahlaki değerler ve toplumsal sorumluluklar gibi konuları genel anlamda eğitim hayatı, ders kitapları, dil anlayışı,
oğluna aktarırken, kişisel deneyimlerini ve düşüncelerini yeni devrin bir kısım politikacı ve gazetecileriyle adım
de paylaşır. Bu mektuplar, hem tarihsel bir belge hem de adım yaklaşmakta olan II. Dünya Savaşı üzerine yaptığı
bir baba-oğul ilişkisinin duygusal ve düşünsel zenginliğini değerlendirmeler de dikkate değer mahiyettedir. Ayrıca,
ortaya koyan anlamlı bir anlatıdır. Sevr’e imza atması dolayısıyla yapılan tenkitlere verdiği
cevaplar, 150’liklerin affı, şiirlerini bir araya getirdiği
Serâb-ı Ömrüm’ün Kıbrıs’ta basılması, Oxford’a gidişi,
doğup büyüdüğü öz vatanına bir turist gibi girip çıkma
arzusu gibi öteden beri merak edilen bazı konulara da bu
mektuplarda açıklık getirilmektedir.
1

