Page 175 - VakıfBank Kültür Yayınları - Kitap Özetleri
P. 175
Apukhtin'den Hikâyeler
Aleksey Apukhtin
EDEBİYAT
Eser Adı: Apukhtin'den Hikâyeler
Ölümden Yaşama, Kontes D...’nin Arşivi,
Pavlik Dolski’nin Güncesi
Yazar Adı: Aleksey Apukhtin
Çevirmen: Levent Özübek
Dizi Adı: Edebiyat
İlk Basım Tarihi: Haziran 2022
Sayfa Sayısı: 248
Kitap Boyutları: 12,5 cm x 19,5 cm
Arka Kapak Yazısı
İnsan en çok bilmesi gereken şeyleri hiç bilmiyor. Neden
doğduğunu, neden yaşadığını, neden öleceğini bilmiyor.
Daha önceki var oluşlarını unutuyor, geleceği tahmin bile
edemiyor. Arka arkaya var oluşların amacını anlamıyor,
kendisine kavranamaz gelen hayat ritüelini karanlığın ve
türlü acıların içinde yerine getiriyor. Bu karanlığı yırtmayı
nasıl istiyor, nasıl anlamaya çabalıyor, nasıl hayatını
düzenleyip güzelleştirmeye gayret ediyor; bu zavallı, bu
kısıtlı aklını nasıl zorluyor! Ve tüm çabaları boşa gidiyor,
tüm keşifleri –ki genellikle dâhicedir– sorunlardan hiçbirini
çözmüyor. İnsan tüm özlemlerinde aşamayacağı bir sınırla
karşılaşıyor.
Kısa Özet On dokuzuncu yüzyıl Rus edebiyatında şiirleriyle tanınan
Apukhtin’in ancak ölümünden sonra fark edilebilmiş üç
Apukhtin 1840 - 1893 yılları arasında yaşamış Rus şair,
yazar ve eleştirmendir. Rus edebiyatının ikinci Puşkin'i dikkat çekici öyküsü vardır: Kontes D…’nin Arşivi (1891),
olarak anılır. Tchaikovsky'nin yakın arkadaşıdır. Toplu Pavlik Dolski’nin Güncesi (1892) ve daha çok kısa roman
hikâyeleri başlığı altında Ölümden Yaşama, Kontes tarzında kaleme aldığı Ölümden Yaşama (1893). Bir tür
D…’nin Arşivi, Pavlik Dolski’nin Güncesi başlıklı eserleri reenkarnasyon anlatısı olan Ölümden Yaşama’da Apukhtin,
yayınlanmıştır. ölümle yaşam arasındaki incelikleri kendine has bir
duyuşla kaleme alıyor. Elli dört mektuptan oluşan Kontes
D…’nin Arşivi’nde, Rus sosyetesi hakkında yer yer ironik
bir üslûpla dile getirilen gözlemleriyle Rus toplumunun
izini sürüyor. Hasta bir anlatıcının iç dünyasına tanık
olduğumuz Pavlik Dolski’nin Güncesi’nde ise Apukhtin,
gençlik, yaşlılık, arkadaşlık ve aşk kavramlarını da
sorgulayarak okuru neşeyle melankoli arasında gidip
gelen doyumsuz bir yolculuğa çıkarıyor.
164